6 Mart 2012 Salı

*dün gece kayısı abajurun ışığında defterime şunları not ettim...




kaçıyordum senin soğuk yalazından


onca yürek çarpıntısı kırgınlık

gömülürken buzlu sularına belleğin

donan bir ateş gemisiydi kaskatı



... üretilmiş her şey bir fosildir şimdi

düşünüyorum da bazen

ne kaldı diye geriye senden

yıpranmış sinir uçları

genişlemiş damarlar

ve belki prensesin tahta bacağı

ölen bir kuğuydu bir imgeydi bellekte

içimde bir şehir daha bütün yıldızlarıyla söndü


l.m

6 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Farklıydı, teşekkürler.

ELİF dedi ki...

O şehre yıldızları koyan sensin ,söndürmekte senin elinde
bunu unutma...
sevgiyle...

Yazgüneşi dedi ki...

şehirler yanar..
şehirler söner..
günler geçer..
geçer
geçer...
geceler.
geçmez...

Mehmets dedi ki...

resimdeki hatun kişinin saç rengi muhteşem şiir de güzel efenim, herzaman ki gibi:)

mesed hanım. dedi ki...

gülten akın' ı ve lale müldür' ü hatırladıımda her şeyin içimde olup bittiği ve bundan belki kimselere kanmadığım o yaz, yazlar geliyor aklıma. bundan sonra da hiçbir şey daha farklı olmayacak.

y. dedi ki...

hep geç kalıyorum cevaplamalara, zaman benden hızlı koşuyor. l.m ne dediyse doğrudur içimde hep, onca yürek çırpıntısı kırgınlık, belleğin buzlu sularına gömülüyor ama hiç yokolmuyor işte.
sevgiyle kalın, kucaklıyorum herkesi.